«نجات دادن پول» برای بسیاری از ما ایرانیان بصورت تبدیل آن به ارزهای خارجی یا سکه و طلاجات تداعی می شود. این تصور بویژه با کاهش شدید ارزش پول ملی در نیمه نخست سال جاری تا 500 درصد (از چهار هزار تومان تا حدود بیست هزار تومان) ایجاد یا تحکیم گردید. نگارنده در خصوص معیارهای تخمین سیر نرخ ارز مطلبی در اواخر تابستان امسال (1397) نوشته بودم. در این مطلب به طرق دیگر نجات پول با تاکید بر دقت در هنگام خرید خواهیم پرداخت و از آنجا که یکی از اهداف اصلی سایت آشنایی با زبان ترکی است این مطلب در خصوص «نکات لازم الرعایه هنگام خرید طلا و جواهرات» به زبان ترکی استانبولی و به صورت تجربه ای شخصی (خاطره) تقدیم می گردد.
بدیهی است تجاربی از این دست و در خصوص موارد متعدد از جمله خرید خانه در ترکیه، خرید برای خانه، خرید ارز، خرید سکه، طلا و جواهرات و غیره و همچنین فروش آنها در آینده نیز تقدیم خواهند شد.

 

Annemler köyde oturur. Benim oturduğum şehirden 70- 80 kilomtre uzaklıkta. Arada bir bize yatılı misafir olarak gelirler. Bize keresinde, bir kaç ay öncesinde satınaldığı bir çift küpeyle ilgili eşimle konuştuklarına denk geldim. Altından ve değerinden ya da brüt fiyatından pek anlamam ama ödediği miktarı söylediğinde, bana bir az pahalı gibi gelince, faturasını görmek istedim. Faturada altının satıldığı yer, tarih, o tarihteki altın gram fiyatı, ödenen meblağı ve altının gramını yazıyordu. Faturaya göre altın, (18 ayar) gram altının 132,000 tümen olduğu 2 ay önce 3,840,000 tümen para karşılığı annem tarafından satınalınmıştı. Ağırlığı ise 22 gram 30 suttu. Kuyumcu Azerşehir'de, yani bizim köyün bağlı olduğu ilçe merkezindeydi. İlçe merkezi benim oturduğum il merkezi Tebriz'e 50 kilometre, köyümüze ise 20 kilometre mesafedeydi.
(değerli Türk okuyucularım için belirtmeliyim ki: 1- İranda altın gram fiyatı denince 18 ayar esas alınmaktadır. 2- İranın resmi para biriminin adı Riyaldir ancak pratikte Tümen kullanılmaktadır. Her 10 riyal 1 tümene tekabul eder. Şu anda – 16 ocak 2019- her bir türk lirası 2150 tümene tekabul etmektedir. 3- İran nüfusunun üçte biri türk dilli halklardan oluşmaktadır. Nüfustan geri kalanının üçte biri, dilleri, 1920 yılında İngiliz menşeli darbenin ardından ülkede hakim olan rıza şah döneminde resmi dil olarak ilan edilen farsilerden, diğer üçte biri ise 5- 6 ayrı etnik gruplardan oluşmaktadır. 4- Gündelik hayatta hak arayışı içeren bu tür pratik deneyimleri paylaşmaya devam edeceğim. Saygılar)
Gramaja göre küpelerin fiyatı 2,943,600 tümen olmalıydı. Aradaki fark yüzde 30'lara denk geliyordu. Tabii ki altın takı alış verişlerinde işleme ücreti ve vergi gibi bir kaç ek masrafın ilave olunduğunu biliyordum ama bunun yüzde 30'lara varması pek mantıklı gelmiyordu. Daha önce de biz defalarca altın takılar aldığımız olmuştu. Kaba bir mantıkla bunun en fazla yüzde 15 olabileceğini düşünerek, ‘burada bir kazıklama ve kazıklanma sözkonusu’ dedim.
Annem ve üniversite mezunu kız kardeşim, benim bu işlerden anlamadığımı bildikleri gibi çok şaşırmışlardı.
- Nasıl yani? altın alış verişinde kazıklama olur mu? Her şeyin fiyatı belli. Orda da yazıyor zaten!
- Anne! En büyük kazıklamalar bu tür alış verişlerde yaşanabilir çünkü insanlar tabeladaki an itibariyle gücelleşen fiyat üzerinden işlem yapıldığı inancıyla olaya yaklaşıyor, ayrıca bu işlerde muhatapların kahir ekseriyeti alış veriş yapmayı seven, farklı bir ekonomi anlayışına sahip kadınlar...
- Ne demek istiyorsun sen şimdi?
- Bu faturaya göre, kuyumcu sizden en az 500,000 tümen fazla almış.
- Sen yanılıyorsun oğlum. Bir az kar koyarak satmış olabilir ama 500,000 tümen değil tabi ki! Üstelik Fatma da yanımdaydı. O da onun dediği hesapları kendi cep telefonundaki hesap makinesiyle yapıyordu.
- Anne! Bunun net altın fiyatı 2,950,000 tümen. Senin ödediğin ise 3,850,000. Arada 900,000 yani net değerinin üçte biri kadar fark var.
- Ama oğlum net fiyatın üzerine vergiler ve işleme ücretlerinin eklendiğini bilmiyormusun sen? Bunlara ilaveten ufak bir kar da ekleniyor tabii!
- Biliyorum tabii ki anne. Bütün bunlara ileveten sen en az 400,000 tümen fazladan ödemişsin.
- Ama adam indirim bile yaptı. Onun hesabına göre daha fazla çıkıyordu. Yanılmıyorsam 50,000 civarı indirim de yaptı!


Ben fazla alınanı çok fazla olarak söylemiş olabilirdim ama kazıklanma durumu aradaki yüzde farkına göre kesindi. Üstelik annemin çok saf ve herkese kolay güvenir olması da benim bu kanaatimi pekiştiriyordu.
- Sen beni dinlersen, bu kazıkçı kuyumcudan en az 400,000 tümenini geri alırsın. Tek yapacağın, bizden köye dinerken, Azerşehir'den geçerken kuyumcuya uğrayıp, ordan beni araman.
Ertesi gün köye dindüklerinde dediğimi bir daha hatırlatsam da, annem ile kız kardeşimin, benim altından anlamadığımı bildiklerinin yanısıra, ‘öyle olsa bile, bunun üzerinden 2 ay geçmiş, benim itirazım geçerli olmaz ki’ diye düşündüğünden pek inanmadıkları belliydi. Yine de ben bu işin peşini bırakmayacağımı kafama koymuştum. Onların Azerşehir'de olduklarını düşündüğüm yaklaşık 1.5 saat sonra kız kardeşimi ‘Nerdesiniz? Ne yaptınız?’ diye aradım.
- Azerşehir'deyiz. Köy terminaline gidiyoruz.
- Kuyumcuya gidecektiniz hani?
- Gittik, senin dediğini de söyledik. Yanlış hesaplamışsınız dedi. Tekrar hesapladı ve hesap sonucunu da gösterdi. İndirim yapmış olduğunu da kanıtlamış oldu!
‘Hemen oraya dönün’ dedim, ‘Sahtekar adam sizin sandığından daha da saf olduğunuzu anlamış ama ordan beni ara, ben kendisiyle konuşacağım...’
5 dakika sonra kız kardeşim beni aradı. ‘şimdi tekrar kuyumcuya geldik. kendisiyle konuş’ dedi. Kız kardeşimin bu durumdan çok müzdarıp olduğu ve kuyumcuya karşı mahcup olduğu belliydi. Aslında bir az karizmam olmasa, oraya uğramazlardı bile! Kuyumcuyla konuştum. Bana da aynı hesap hikayesini anlattı. Onun da bu durumdan rahatsız olduğu belliydi.
- Kardeşim, senin hesabına göre her şey tamam ama benim itirazım senin vergi ve işleme ücretleri miktarına. Bu kadar olmaz. Senin vergi vs. alman gereken en fazla 3,300,000 tümen. He, biz ekmek yemiyecekmiyiz diyorsan, tabii ki yiyeceksin derim ama 500,000 değil! Mantıklı bir kar marjı koyarsın...
Adamla bir sonuca varamadık. Kız kardeşimden hemen kuyumcular sendikası ilçe başkanına gitmelerini istedim ve telefonu kapattım. Aradan 20 dakika kadar geçti. Kız kardeşimden haber çıkmayınca ben aradım tekrar.
- Başkan ‘itirazınızı iletmek için önce 10,000 tümen filanca hesaba yatırmanız gerekir’ dedi. Biz de burdan bir şey çıkmayacağına göre 10,000 tümen de boşuna vermeyelim diye ordan ayrıldık. Şu anda köy terminalindeyiz... ayrıca geçen 2 ay içerisinde altın fiyatı da düşmüş... zorla güzellik olmaz ki!
Hemen başkanın yanına dönmelerini istedim! Kız kardeşim itiraz etse de, ‘paranızı boşuna vermiş olursanız ben o prayı size veririm ama burada bir kazıklanma durumu var. Bana inanın. Ne yazık ki kendim gelemiyorum ama bu bir haktır. Onlar kendilerini güçlü sanıyor ama biz zorla ve haksız yere bir para istemiyoruz ki. Kendi paramızı istiyoruz. Haklı olduğuma inandığım için yasaların dışında değil davranmak, konuşmak bile istemiyorum. Şimdi başkana gidin, hesap numarasını alın ve parayı yatırın. Makbuzundan da bir fotokopi çektirin. Sonra başkan da kem küm ederse, oracıktan beni arayın’ diye tembihledim.
Bu arada altın fiyatı da 2 ay öncesine yani faturadaki tarihe göre yüzde 10'luk bir düşüşe uğramıştı. Kardeşim doğru söylüyordu ama bu kuyumcu tarafından ileri sürülürse –ki çok saçma olduğundan bunun için en ufak bir ihtimal dahi vermiyordum- sözkonusu kazık için mümkün olan en kötü mazeret olurdu! 15 dakika sonra kardeşim aradı. Başkan da kuyumcuyu savunmuştu. Bana da aynı şemada bir şeyler söyledi:
- ... en fazla 50,000 tümen fazla para alınmıştır. Ben bu arkadaşı arıyorum şimdi, annemizle kardeşimizi de oraya gönderiyorum 50,000ini geri alsın!
- Benim hesabıma göre fazladan alınan para sizin dediğinizin 10 katı. Ama yok, sadece 50,000 fazla alınmış diyorsanız bunu yazın faturanın altına ve imzalayın lütfen. Benim sizden istediğim bu para değil, fazla alınan 50,000i faturada not etmeniz!
- Bunu yapamam!
- Niye yapamazsın?
- Ben, daha sonra kuyumcumuzdan almak üzere ve annemizi yormamak adına hemen kendi cebimden annemize 50,000 tümen ödeyebilirim ama faturaya herhangi bir not ekleyemem!
- Anlaşıldı! Tamam! Kuyumcunu koruman gerektiğini anlıyorum ama kazıkçı birini korumana sadece sana da bir payı olduğu takdirde anlam verebilirim...
- Ne diyorsunuz ...
Başkanla bozuştuk. Bizimkiler ordan ayrılınca kardeşim aradı:
- Abi, beğedin mi yaptığını? Rezil olduk. 10,000imiz de gitti. Köy minibüsünü de kaçırdık şimdi...
- Kardeşim adamın sesinin yüksek çıkması onu haklı kılmıyor. Onların parayı kolaylıkla vereceğini düşünmüyordum zaten. Şimdi ikinci aşamaya geçtik. Bir sonraki sefer bize geldiğinizde, ki ne zaman olacağının hiç bir önemi yok, küpe ile faturasını da kesinlikle getirin...


Yaklaşık bir ay sonra annem ile kız kardeşim bize geldiler. Söylediğim gibi takıları ve faturayı da getirmişlerdi. ‘yarın ilk iş, çarşıya gittiğinizde kuyumcular sendikası il merkezine gidiyorsunuz ve durumu detaylarıyla anlatıyorsunuz. Ben işte olacağım ama sonuç ne olursa olsun, ordan ayrılmadan beni arayın’ diye tembihledim.
Ertesi gün, dünyanın en büyük kapalı çarşısı, yerli halkın Üstü Örtülü Pazar dediği ‘Tebriz Kapalı Çarşısı’nın güney kıyısında yeralan Şems-i Tebrizi alış veriş merkezinin 2. Katında bulunan kuyumcular sendikası il merkezine gitmiş, durumu, detaylarıyla anlatmışlardı. Baskı hissi oluşturmamak adına, ayrıca nasıl olsa sendikadaki görüşmenin ardından bize dönecekleri için aramak istememiştim ama öğleye doğru kardeşim aradı. Heyecanlıydı:
- Abi ne oldu biliyormusun? Takıları 3 ay önce bu faturaya göre aldığımızı söyledim. Başkan faturaya bakınca ‘kuyumcuya gidin ve itirazınızı belirtin, paranızı geri alın’ dedi. ‘ben de şimdi arayıp söyleyeceğim’ dedi. ‘Gittik ve cevap alamayınca sendikanızın ilçe başkanına da söyledik o da sadece 50,000 fazla alınmış dedi’ deyince adam çok kızdı. Hemen kuyumcuyu aradı ve neler söyledi neler? Meğer başka bir şikayet üzerine daha yeni cezalandırılmışmış. Bunlar gelince paralarını geri veriyorsun dedi kuyumcuya. Bize de bu adama dava da açabilirsiniz dedi. Ne kadar fazla almış diye sordum. ‘300- 400 bin tümen kadar geri alabilirsiniz’ dedi!
‘operasyon amacına ulaşmak üzere en büyük adımını başarıyla atmıştır’ dedim, ‘seni kutluyorum bacım! Demek ki hakkımızı hem de doğru yoldan ve soğullanlılıkla almamız mümkün! Şimdi sıra son aşamada. Azerşehirdeki kazıkçı kuyumcudan parayı almak’.
Annem ile kız kardeşim o gün ilçedeki kuyumcuya da uğrayıp, parayı geri almak üzere köye doğru yola çıktılar. Yaklaşık 1 saat sonra kız kardeşim aradı ‘kuyumcu en fazla 200,000 verebilirim diyor’ dedi Telefonu kuyumcuya vermesini istedim:
- Bana bak arkadaşım! Beniz o dediğin 200,000'i de istemeyip de sana dava açabiliriz şu an. Ama senin bunları düşünebilecek seviyede bir zekanın olmadığı anlaşılıyor! Sorun yok. İstediğin buysa onu da yaparız!
- Beyefendi! Burası benim ekmek kapım. 400,000 tümeninizi iade ederim ama onu da helal etmem bilesiniz!
- Ulan kazıklarken helaldi de hak geri alınırken haram mı oldu yavşak herif? ...
Herife yakıştırdığım bazı ifadeleri söylerken bir baktım ki kardeşim konuşuyor: yahu tamam abi! Tamam! Bu adam 400,000'imizi geri vermeyi kabul etti ne sinirleniyorsun?
- Para filan almıyorsunuz! Küpeleri geri verin bütün paranızı geri alın! Yalnız faturayı parayı aldıktan sonra verin. O bundan başkasını haketmiyor. Versene adama telefonu...
Yine telefon kazıkçı kuyumcudaydı.
- Ödenen parayı geri veriyorsun takılarını geri alıyorsun.
Cevabını beklemeden kapattım telefonu. 2 dakika kendimi zor tuttuktan sonra kardeşimi aradım. ‘kuyumcu paramızı geri verdi, biz de küpeleri de faturayı da verdik’ dedi kardeşim, ‘şu anda köy terminaline gidiyoruz. Ama adam nasıl sinirlenmişti bir görsen abi! Sizin gibisini görmedim diyordu...’
- İnsanlar alış veriş yaparken karşılıklı insaf ve anlayış gözetlenmezse bizim gibilerin devamı olur bundan sonra, deseydin!
Annemden paranın 400,000'inini kardeşime vermesini istedim. Hakkını arama yolundaki mücadelesi için moral olsun diye. 3,840,000 tümenden geri kalan 3,440,000 tümenle ise, altın fiyatının da düşerek 119,000 tümen olduğu kısa bir süre sonra anneme, ağırlığı ise 25 gram olan bir çift küpe aldık.
Bu olaydan sonra çevremizde altından ve fiyatlarından anlayan biri gibi tanınmıştım. Ne kadar bu işlerden anlamadığımı söylesem de başka yardım isteyenler oldu. Belki onları da bu sitede zamanla anlatırım.
Hoşça kalın.
resul daghsar

1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 میانگین 0.00 (از 0 رای)

 

سلام هموطن، به سایت ایرانیان استانبول خوش آمدید. جهت ترجمه رسمی ترکی استانبولی ارزان، فوری، رسمی و غیررسمی در سراسر کشور و نیز خارج از کشور، راهنمایی و همراهی و انجام تمامی امور به خرید ملک و مستغلات در استانبول، گردش و تجصیل و اقامت در خدمت هموطنان گرامی هستیم...