Şu günlerde Malazgirt zaferinin 947. Yıldönümü kutlanmaktadır. Bitlisin ahlat ilçesinde yeralan malazgirt ovası 947 sene evvel müslümanlarla hristiyan ordularının karşı karşıya geldiği nokta olmuştur. Günümüz İranında kurulu büyük selçuklu imparatorluğu, ordusunu başkenti Reyden hareket ettirerek Tebriz yakınlarındaki aşiretlerin katılımıyla iki katına ulaşmıştır. Tebrizde orduya katılanların arasında ‘Hasan’ diye biri de vardır. Zayıf fiziğine ragmen savaşmaya katılmakta ısrarlı. Sultan Alparslana götürülüyor. Sultanın ise kendisini görünce, ‘bırakın gelsin, belki de rum imparatorunu bizim için esir eder’ dediği

rivayet olunmaktadır. Tamamı o günün İran türklüğünden oluşan selçuklu ordusu, malazgirtte doğu roma imparatorluğu ordusuyla karşı karşıya gelmiştir. Sultan Alparslanın ordusu bu savaşı kazanmış, imparatoru da, hem de bahsi geçen zayıf hasan tarafından esir almışlardır. Sultan Alparslanın roma imparatoru ile arasında geçen diyalog ve sultanın esirini hedyelerle serbest bırakması başlı başına koca bir kahramnlıktır ancak burada değinmek istediğmiz konu savaşın ve dolayısıyla anadolunun türklere kazanılmasına giden yol.
Tarihte bizans ordusuna göre daha az olan selçuklu ordusunun savaşı kazanmasındaki en etkin etkenlerden birinin bizans ordusunundan bir bölümünün selçuklu saflarına geçmiş olmasına ne bir şekilde değinilmektedir.
Türkün türkten başka dostu yoktur
İşte bizansın selçuklu ordusuna katılan cenahı, daha önceden bu topraklarda yaşayan ve hatta müslüman değil de hristiyan olan türk soylu peçeneklerden oluşmaktadır. Bunlar savaş esnasında karşı taraftakilerin de onlar gibi (şive farkıyla) konuştuklarını görünce, onlara temayül etmiş, cenah olarak selçuklu orudusunun safına geçmiş ve böylece müslüman selçukluların savaşı kazanmasına sebep olmuşlardır. Bu bilgi bize ‘türkün türkten başka dostu olmadığını’ gösterdiği gibi, Atatürkün de bir savını doğrulamkatdır.
Türkler 1071'den dahi binlerce yıl öncesinden anadoluda varlık arzetmişlerdir
Atatürk, türklerin anadoluya yerleşmesini 1071 yılından çok daha eskilere dayandığını savunurdu. İşte malazgirt savaşında, bizans tarafındaki türk soyluların olması buna ilkin bir kanıt teşkil etmektedir. İlkin diyorum çünkü Atatürkün de kastettiği peçenekleri bile geride bırakıyor. Günümüzdeki en son araştırmalar, anadolu, başta etiler (hiti veya hititler) ve urartular olmak üzere binlerce yıl önceden buralarda yaşamış olan sondan eklemeli diller konuşanların yurdu olmuştur. Her kazıda ve her bulunan çivi yazılı yazıtta bunu görmekteyiz.
Öz kuzenlerimiz İranda!
Malazgirt savaşından bir önemli şey daha öğreniyoruz. Malazgirt savaşını kazanan türkler o günkü İran türklüğünden. 1071 senesinden sonar anadoluya gelen türkler de ortasyadan değil, İrandan anadoluya geçmişlerdir. Ortaasyayı adres göstermenin bilerek ya da bilmeyerek başka yönleri de olabilir. Günümüzdeki Azerbaycan cumhuriyeti de tarih boyunca İran türklüğünün yönettiği buradaki çok sayıda devletin toprakları dahilinde olmuştur. Bugün İran ile gelişen iyi ilişkileri –bu konuları suistimal etmeden- islam coğrafyası büyüklerinin yakınlaşmasi açısından kıymetini bilmek lazım.

1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 Rating 4.63 (4 Votes)