2018 yılının ağustos ayı itibariyle çok sayıda türkün İranda veya İranla bir şekilde iş yaptığını, ticaret yürüttüğünü görmekteyiz. Bizzat (bir çoğu ailesiyle birlikte olmak üzere) İranda bulunanların sayısı dahi o kadar çok ki, bunlarla ilgilenmek ve haklarını korumak için Türkiye Cumhuriyetinin İranda 3 tane siyasi temsilcisi bulunmaktadır. Başkent Tahranda Türkiye Cumhuriyeti büyükelçiliği, Tebrizde ve Urumiyede ise başkonsoloslukları vardır. Türkiye Cumhuriyetinin Tahrandaki büyüeklçiliğinin yeraldığı kavşak eskiden beri ‘Çarrah-e İstanbul’ yani (İstanbul dörtyolu) olarak adlandırılmaktadır. Türkiyenin Tebrizdeki

başkonsolosluğu Valiasır semtinde, Humafer meydanında, Urumiyedeki başkonsolosluk ise Danişkede bulvarı üzerinde yeralmaktadır. İrandaki türkler genellikle Tebriz, Tahran, Urumiye, Erdebil ve Meşhedde bulunmakta, türk firma ve fabrikalarının bayileri ve distribütörleri ise genelde Tahran, Tebriz ve İsfahanda bulunmaktadırlar.
İranda veya İranlıyla çalışmış veya çalışmakta olan fabrikatörler, iş adamları veya her hangi bir meslekte uzman arkadaşlar, İranlıların ticaret alanındaki özelliklerini iyi bilirler. Bu özellikleri burada İranı bilmeyen, bir kaç arkadaştan duymuş veya bir kaç İranlıdan görmüş fakat daha detaylı bilgiler edinmek isteyen arkadaşlara anlatacağım.
Bu özellikler ve davranış tarzlarında iyi yönleri olduğu gibi, kötü yönleri de bulunabilmektedir. Önce iyilerinden başlayarak elimizden geldiğince bu özellikleri sevgili okuyucularımla paylaşacağımdır:
Misafirperverlik: (elinizi cebinize attırmayabilirler!)
İranlılar gerçekten misafirperver insanlardır. Bunu özellikle İranın Türkiyeye yakın bölgeleri, ülkenin güneyi ve kuzeydoğusu insanında azami derecede görebilirsiniz. İnsanlar size yemek ısmarlamak hatta evlerinde ağırlamak, konuk etmek isterler. Bu mesele bazen size sıkabilir ya da işinizi ihmal etmenize sebep olabilir. Bu önerileri (sıkıcı bulursanız) ‘çok teşekkür edirem. Ümit edirem ki daha musaid biz zamanda görüşerik inşaallah!’ diyerek kibarca reddebilirsiniz.
Taaruf (siz yine de kendi hesabınızı ödeyiniz!):
Ancak İranda taaruf diye bir şey daha var. Taaruf demek, her iltifat ve ikram önerisinin samimi ve gerçekçi olmayabilir olduğu demektir! İnsanlarda misafire ille de bir şeyler ikram etme veya konuk etme geleneği zamanla değişen koşullarla birlikte rengini kaybederken, asıl geleneğin ölmediğinden olsa gerek, ikram önerisinde gerçekçi olmasa bile, karşılığında ‘teşekkür ederim’ cevabı alacağı temennisiyle bu tür önerilerde bulunur. Bu aslında iranlılar için sorun yaratmıyor çünkü önerinin ses tonundan taaruf mu, yoksa gerçekten bir ikram mı olduğunu anlıyorlar. Ayrıca kendilerine yöneltien bir ikram önerisini iki üç defa redderler. Ikramda bulunmaya ısrar devam ederse gerçekçidir demek oluyor! Taaruf dediğimiz şey daha çok büyük şehirler için geçerli. Köylüler her yerde olduğu gibi her zaman daha samimilerdir. İşte bu bir az kafanızı karıştırabilir ancak hiç dert etmeyin. Size göre durum musaitse geri çevirmeye bilirsiniz. İranlılar, yabancılarda ‘taaruf’ diye bir şeyin olmadığını biliyorlar ve ikram önerisinde bulunuyorlarsa, genellikle gerçekçidirler.
Kurnazlık: (elinizi okutmayın!)
İranlıların bir kısmı çok kurnaz olur. İşinizi öğrenince elinizden çıkartmaya kalkışabilir. Dikkat edin. Bunu söylerken kesinlikle İranlıları karalamıyorum. Bu tür insanlar hemen her millette vardır. Sadece uyarı amaçlı hatırlatmak istiyorum. Elinizi okutmayın’ iranlıların kendi aralarında bile artık çok kullanılan bir deyim. Ne yapacağınızla ilgili mümkün olduğunca bilgi paylaşmayın anlamında kullanılır. Bizim konumuzda bu pek geçmez ama size en azından neyi nasıl yapacağınızla ilgili nelerin her ihtimale karşı paylaşılabilir ya da paylaşılmaz olduğuna karar veriniz.
Cimrilik: (ticaret ahlakını kavramış olanlar tercih sebebidir!)
İranlılar genelde sahavetli insanlardır ama nedense ticaret merkezi olan şehirlerinin en başta gelen 3 kentten ikisinin halkı cimrilikleriyle meihurdurlar. Bunlar ise İsfahan ile Tebriz. Bunlardaki cimrilik o kadar ileri seviyede olabiliyor ki bazen ticaret yaparken dahi, uç kuruş fazla koparayım diye hesabın aslını ve geleceğini koyuveriyorlar! En azından tehlikeye atıyorlar. İranlılarla çalışırken bir yandan da ticaret denklemlerini anlatmak hatta çaktırmadan (zoruna gidebilir) öğretmek zorunda kalabilirsiniz! Hesaplı davranmak tabii ki cimrilikten farklı bir şeydir. Hesaplı olmak ticaret ahlakının önemli noktalarından bile sayılır. İranlılarla (aslında herkesle) çalışmak ve işbirliği yapmak istediğinizde, karşı tarafın ticaret ahlakından anlayıp, anlamadığını kesinlikle deneseniz iyi olur. Ticaret ahlakı olmayan, ticaret ahlakından saatlerce konuşabilenlerin sayısı her zaman çok.
Milliyetçilik: (dikkat!!!)
İran toplumunun çok sayıda etnik gruplardan oluştuğunu bilmeyen yok herhalde. Ama bu etnik gruplarının hiç birisinin ekseriyet teşkil etmediğini bilmeyen çok gibi. Yani, İranda resmi dil olan farsçayı anadili olarak konuşanların oranı yüzde 40 bile etmiyor. Bu sebeple herkes bir farklı havalara girebiliyor olduğundan milliyetçilik anlayışı da sağlıksız. Bu, nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ını oluşturan İran türklüğüyle ilgili de geçerlidir. Türkçe yayınlanan gazete, TV vs. de bunlara dahildir.
Acem alisi bu yazısında İran pazarına ticaret etmek amacıyla girmek isteyen türk vatandaşlarına dikkat etmeleri gereken bazı İran psikolojik özelliklerini anlattı. Bütün bu anlatıları dikkate alarak İrana girer, işinizi kurarsanız kesinlikle karlı çıkacağınızdan emin olabilirsiniz.

1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 Rating 4.25 (2 Votes)

 

Merhaba! hoş geldiniz. İranda ticaret yapmayı, pazar araştırması yapmayı/yaptırmayı ve gezmeyi düşünüyorsanız, doğru yerdesiniz. tekrar hoş geldiniz...