Tebrizin dünya şehri olma kapasitesi var mı?
Bildiğiniz gibi Tebriz kenti 2018 yılı için İslam dünyası turizm başkentidir. Bu islam dünyası turizm başkentliği her yıl değiştirilerek tarihte islam dünyasına katkı sunmuş ve şu anda da islam dünyasının en gözde kültür ve gezi merkezlerini btün müslümanlara ve hatta dünyaya tanıtmaya

hizmet etmektedir. Çok güzel bir olaydır aslında ve benzerleri çoktur. Geçen sene (2017) Konya islam dünyası turizm başkentiyken bu yıl Tebriz bu unvana evsahipliği yapıyor. Önümüzdeki sene ise Bakü islam dünyası turizm başkenti.
Fakat Tebriz herhangi bir şehir değildir. Geçen yıl yayınlanan “Şehirlerin Anası; Tebriz” adlı kitapta (Yazar: Rasoul DAGHSAR) Tebriz'in neden dünya gözdesi olduğu tartışılmış, dayanaklarıyla kanıtlanmaya çalışılmıştır. İşte bu yazımızda Tebriz'i gezmek isteyen güzel insanlara Tebrizin sadece islam dünyası için değil, dünya için ayrıcalıklarını sözkonusu kitaptan da alıntılarla sıralıyorum:
1- Tebrizliler, Türkiye'nin bugünkü nüfusunun kahir ekseriyetinin amcaoğulları!!! Evet! Neden mi? Tarihten Selçuklu Alparslanın malazgirt savaşını hatırlayalım. Alparslan, başkenti Rey'den Rum'a karşı savaşmak üzere 20000 kişilik ordusuyla yola çıkıyor. Tebriz'de yerli halktan 20000 kişi daha katılıyor ve rum ordusunu yendikten sonra anadolu topraklarına yerleşmeye başlayan ilk müslümanlar işte sözkonusu orduya katılanların mensubu oldukları türk boyları. Çok basit değil mi?! Hala ikna olmadıysanız sözkonusu kitabı okumanızı tavsiye ederim. Günümüze ait dil ve şive farkı yüzyıllar boyunca ayrı yaşamakla oluşmuş ve tabii bir mesele. Türkiyede dahi şiveler nerdeyse köyden köye ufak ufak değişiklikler gösterebiliyor. Mezhep farkı ise 1500 yılında safevi devletini kuran şah ismaille birlikte ortaya çıkmıştır.
2- Tebriz ve kentin yeraldığı ova, tarihçiler tarafından medeniyetin ilk beşiği (mezopotamya, anadolu vs.ye rağmen) olarak bilinmeye başladığı gibi, olaya din açısından bakan batılı düşünürler ise, Tebriz'i, Hz. Ademin yere indiği ve İncil ve Tevrat kitaplarında da Aden Cenneti olarak geçen nokta olarak gösteriyorlar! Günümüzde, MÖ. 5-2 bin yıl yaşamış ve ilk muazzam medeniyeti kuran sümerlerin dillerinin sadece türk diline olan benzerlikleri sayesinde tercüme edilebildiği artık bilinmektedir. Yeni araştırmalar ise sümerlerin günümüz Tebriz ovasından mezopotamyaya geçtiklerini, sümerler mezopotamyada yaşarken, Tebriz bölgesinde (aynı şekilde orta anadoluda ve güneybatı İranda) de aynı dili konuşan başka isimler taşıyan devletlerin olduğunu göstermekte, hatta binlerce yıl sonra bu kavmin torunlarının aynı yoldan dönerek orta asyaya kadar geri gittiklerini tartışabilmektedir. Bunun izlerini/gerekçelerini batılı araştırmacıların son yıllarda gerçekleştirdikleri araştırmalardan takip edebilirsiniz. Bütün bunları Tebriz seyahatinizde kaynak ve dayanaklarıyla size anlatacağım İnşaallah.


3- Tebriz hem de tarih boyunca sanatı ve bilimiyle İstanbul başta olmak üzere bütün islam dünyasını beslemiştir. Günümüzde tebriz kökenli mimar, sanatçı ve bilim adamlarının eserlerini yine İstanbul başta olmak üzere, Bursa, Konya, Amasya, Erzurum, Sivas, Kahire, Halep, Bağdat, Bakü, Semerkant, Herat, Saray bosna, İsfahan, Meşhed, Yezd, Gence, Erivan ve daha başka bir çok yerde görmek mümkün. Bursa'daki yeşil külliye, Konya'da yeşil kümbet, İstanbul'da yavuz selim camii, piri paşa camii ve topkapı babüsselam kapısı ve topkapının 1509 depremi ardından sonra yeniden imar planı, Amasya'da çeşmeler, Erzurum'da Tebriz kapısı vs. bu sözümüz için örneklerden.
4- Tebriz aynı zamanda şiilik tarihinin ilk resmi başkenti. 1500 yılında şah ismailin devlet kurması ve şiiliği resmi ilan etmesiyle birlikte Tebriz şiiliğin ilk resmi başkenti olmuştur. Kaynaklar bu tarihte Tebriz halkının üçte ikisinin sünni olduğunu yazmaktadır. Bu tarihten sonra halk bir az da baskı etkisiyle şiileşmeye başlamış. Günümüzde Tebriz mezhepsel anlamda şiiliğin gözde şehirlerinden olmasa da, ilk başkent olma özelliğiyle dünya müslüman nüfusunun yüzde 10'unu oluşturan şii kardeşlerimizden bazı kesimlerin ilgisini çekebilir.
5- Tebriz efsaneler şehridir. Tebriz 400 yıl boyunca İlhanlı, Çobaniler, Timurun oğlu miranşah devleti, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Safeviler gibi büyük devlet ve imparatorlukların başkenti olmuştur. Bu devletlerin halef devletlerce bulunamayan hazinelerinin nerde saklandığı bile hala derin bazı kesimlerin ilgilendiği konulardan.
6- Tebriz'de bulunan dünyanın en büyük kapalıçarşısı (Tebriz halkınca “üstü örtülü bazar” diye adlandırılmaktadır.) UNESCO dünya mirası. Her yıl bir tek Tebriz kapalıçarşısını görmek için bile bir turistin ülkeye giriş yaptığı öğrenilmektedir. Kentin kuzeydoğusunda harabeleri bulunan Rab-ı Reşidi ise, tarihçiler tarafından dünyanın ilk üniversitesi gibi anılıyor. Rab-ı Reşidi İlhanlı döneminde binlerce bilim adamının toplatıldığı, yerleştirildiği konutları, camileri, medereseleri, mektepleri ve günümüz tabiriyle üniversitesiyle birlikte muazzam bir külliyeydi.
7- Tebrizin güneyinde dağlık bölgede yeralan Kenduvan ise dünyada bulunan peri bacaları yaşam tarzına ait üç numuneden biri. Bilindiği gibi dünyanın en büyük peri bacaları yaşam tarzı kapadokyada büyük bir alanda bulunmata, ikincisi ise ABDde. Üçüncüsü de İran- Tebriz'de. Bu yaşam tarzındaki benzerlikler binlerce yıl öncesine ait olduğu gibi, benzer bir kültüre ait olması ihtimali ise hepsinin türk kökenli olduğu ihtimaliyle desteklenmektedir. Bunlar gezi rehberinizden duyacağınızdan duyabileceğiniz konular değil kesinlikle. Ben bir tarih araştırmacısı olarak gerekçeleriyle ifade etmekteyim sevgili okuyucularıma.
8- Tebriz İran tatlı ve yemeklerinin büyük kısmının kaynağı. Yani siz Tebrizdeki menü ile İran yemeklerinin yüzde 70'i ile tanış oluyorsunuz. Tebriz kurabiyesi, nukası, erisi meşhur olduğu gibi, İsfahan'ın gez tatlısının da aslında nukanın değişik bir kopyası olduğu tartışılmaktadır.

1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 Rating 4.75 (2 Votes)