Geçmek, Türkçede yol ve istikamet ile ilgili bir fiildir ancak geçmemek veya geçememeği, sevdiğimiz herhangi bir şey için de kullanabiliyoruz. Örneğin yol geçilir ama kimse sevdasından geçmez! Sevdiğiniz bir şey can taşıyabilir, cansız da olabilir. Ancak geçilemeyen sevdalar canlı olur, bazen cansız olarak görünse dahi!
Örneğin toprak cansızdır ancak sözkonusu vatan olunca mesele değişir. Vatan canlıdır çünkü vatan anlamı itibariyle topraktan öte bir şeydir. Duygusu ve hisleri vardır.
İnsan olmadan vatan diye bir şey sözkonusu olamaz. Bir

şiir vardır herkesin bildiği, ‘Çanakkale geçilmez’ diye. İşte bu şiirde sözkonu hem topraktır, yol olarak kullanılır ve geçilir (geçmek isteyen türkse) ama aynı zamanda vatan olunca geçilemiyor. Burada geçilmez olan sadece yol olarak düşünülen Çanakkale değil, Çanakkalenın vatan ve yurt mahiyetidir.
1000 yıl önce atalarımız bizans ordusunu Malazgirtte yenilgiye uğratıp, anadoluya yerleşmeye başladıklarında, yeni yurtlar edinirken, geldikleri yerleri ellere bırakmamışlardır. Buralarda belki de yurtlarını daha çok seven insanlar, ya da göçenlere göre, yurtlarında daha rahat hareket edebilen ve daha çok malikiyete sahip inanlar kalmıştır.
Kimden bahsettiğimi tahmin edebildiniz mi?
İrandan ve İran türklüğünden bahsediyorum.
Günümüzdeki İran türklüğü amcaoğullarımız. Anadoluya atalarımızın yerleşmesine destek olan, fakat daha sonra geri dönerek buraları abat etmeye devam etmiş, şu anda 30 milyonun üzerinde bir nüfusa sahip büyük bir etkenden bahsediyorum. Atalarımız anadoluya yerleştikten bir süre sonra, bildiğiniz gibi selçuklu imparatorluğu ikiye bölünmüş, daha sonra ise anadolu selçuklu devleti yerine osmanlı kurulurken, İran selçuklu devleti yerine ise her bir kaç on yıl ya da bir kaç yüz yıl süren devletler kurulmuştur. İran selçuklu devleti yerine kurulan devletlerin hemen hepsi, başta selçuklu Alparslanın ordusunun önemli bir kısmını teşkil eden Tebriz halkı olmak üzere İran türklüğünün kurduğu devletler olmuştur.
İşte ‘Biz geçtik, onlar geçemedi!’ derken ilerleyen, serkeş ve cesur anadolu türklüğüne karşı muazzam vatansever İran türklüğünü kastetmekteyim.
Günümüz İranında, 95 sene evvel ingiliz menşeli darbeyle iş başına getirilen farsi etnisiteden Rıza diye düşük rütbeli ve deneyimsiz ancak nam ve şöhret düşkünü birinin devamında, hala farsi milliyetçiliğini güden ve bu etnisiteden her yola başvurarak millet yapmak isteyen bir kitlenin etkin olduğunu görmekteyiz. Bu kitle zaman zaman ve yer yer dini dahi bu uğurda kullanabiliyorlar. Bütün bunlara rağmen İran türklüğü yerinden yurdundan geçmemekte, geçememektedir. İran türklüğü ülkesine en bağlı etnik grup olduğunu savaşta ve barışta kanıtlamış, bunu, kanıtlamak için değil, böyle bildiğinden yapmıştır. Bu insanlar, anadolu türklüğünün öz be öz amca çocukları.
Kardeşlerimizin yolu Tebrizden geçer, ama Tebriz geçilmez. Şimdiye kadar geçilmediği gibi.

1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 Rating 0.00 (0 Votes)

 

Merhaba! hoş geldiniz. İranda ticaret yapmayı, pazar araştırması yapmayı/yaptırmayı ve gezmeyi düşünüyorsanız, doğru yerdesiniz. tekrar hoş geldiniz...