Dün fransa cumhurbaşkanı Emanuel macron ile söyleşi yaptım. Fransanın ve daha doğrusu kenisinin neden islam dünyasını karşısına almak istediğini özellikle sordum. Ve tabii bir sürü başka sorular da sordum. O söyleşinin özeti:

 

(bu söyleşi gerçek değil, mizah amaçlı yapılmıştır)


- Sayın başkan, merhaba! İlk soru olarak size, ‘neden diğer avrupalıların korkak bir millet olduğunuzu ima eder fıkralar yöneltirler?’ diye sormama izin verin lütfen!
- Sordun ya zaten ulan!
- Peki, cevap alabilirmiyim?
- Tabbi ki!
- .... eee buyurun!
- Neyi?!
- Efendim, başka komşu ülkelerin fransızları korkak gördüklerini nasıl karşılıyorsunuz? Doğrumudur ya da ne kadar doğru veya yanlış?
- Sorularını tek tek sor! Bir sürü soru sordun şimdi!


- Sayın başkan, başka halklarda fransız halkının korkak olduğu düşüncesinin doğru ya da yanlış olduğunu sordum.
- Kim demiş fransızlar korkaktır diye?
- Mesela şöyle bir deyim var: dünyada dört konudaki kitapların hacmi hep çok az olur. Amerikalıların tarih kitapları, ingilizleerin yemek kültürleriyle ilgili kitaplar, almanların fıkra ve mizah kitapları ve fransızları cesaret ve kahramanlık anı kitapları.
- Peki, sorunuz neydi?!
- Bu deyimi kabul ediyormusunuz?
- Evet!
- Yani fransızların genellikle cesur olmadıklarını kabul ediyormusunuz?
- Hayır!
- Neden?
- Bizim tarihte yaptıklarımız hatta sınırlarımızın çok ötesinde yaptıklarımız bu dediğinizi çürütür nitelikte.


- Ama ingilizler, ispanyollar, ruslar ya da almanlar sizden daha fazlasını yapmış gibi.
- Fransızlar cesur insanlar, ancak ihtiyatlı davranılması gereken yerde ihtiyatlı davranırlar. O saydığın bir elin parmakları kadar milletlerin yaptıkları çoksa, büyük kıyım ve zülümler içermektedir.
- Fransızlar hiç kıyım veya zülüm yapmadı mı?
- Fransızlar beni eleştirmekten başka kimseye zülüm yaptıkları yok.


- Efendim, son zamanlarda islam dünyasının en değerli ismi muhammed için abuk subuk konuşmuşsunuz ve islam dünyası size karşı çıktığı gibi, fransız müslümanların da fransayı karıştıracağı endişesi duyuluyor. Bunu neden yaptınız?
- Fransa bir müslüman ülkesi değil. İstemeyen gidebilir.


- Ama bunun tam tersini söylemişsiniz.
- Onu götümün korkusundan söyledim.
- Şimdi ne olacak? Müslümanlar fransız mal almazlarsa, ülke ekonomisini etkilemez mi?
- Her müslümanın alacağı düşünüleni kendim satınalacağım! Kimse endişe etmesin. Mallar satılacak!


- Efendim bir de fransızların çok rahat bir millet olduğunu söyler komşularınız. Cinsel açıdan bakışınız bir az daha özgürlükçü!
- Bu sizi rahatsız mı ediyor?
- Hayır tabii ki! Ama görüşünüzü sordum sadece.
- İlk insanın çıplak olduğunu kabul ediyorsunuz herhalde?
- Evet!
- İnsanlar eskiden çıplaklardı. Aynı hayvanlar gibi. Daha sonra tanri atalarımızın birine insan olduğunu söyledi. Atalarımızdan biri, ‘peki şimdi bunu, yanı insan adını isim olarak mı takınmamızı bekliyorsunuz yoksa diğer hayvanlardan farklı olmamamızı mı bekliyorsunuz?’ diye sormuş. ‘bu hem sizin adınız, hem de farklı olmanızı gerektiren bir durum!’ diye cevap verilmiş. Ondan sonra atalarımız mağaralardan çıkmış ve (ağaçtakiler) ağaçlardan inmişler ve ev kurmayı, cinsel aletlerini kapamayı ve yürürken sıçmamayı, toplum içinde osurmamayı denemeye başlamışlar. Böylece kültür oluşmaya başlamış ve zamanla gelişmiş... sen ne sormuştun?!


- Fransızların cinsel açıdan daha özgür ve rahat davrandıklarının nedenini!
- Aa evet! Demek istediğim şu ki, bu uygarlık dediğimiz şey, zamanla bazı eski özgürlüklerimizi alıp, götürmüş. Fransızlar o yüzden eski özgürlüklerini yaşamayı deniyorlar aslında!
- O zaman, fransızların tekrar ağaçlara tırmanmasına veya mağaralara geri dönmelerine tanık olabilirmiyiz?
- Onu sanmıyorum ama nerde seni görürlerse, sokak ortası veya toplum içi demeden, ağzına osurabilir, hatta sıçabilirler!

 


- Neden benim ağzıma?
- Çok konuşuyorsun da ondan!
- Efendim, sizi zaten sinirli başkan olarak tanımlayanlar var. Bu doğru mu?
- Ben sinirli değilim. Sadece çok gerekli olduğu zamanlar sinirlenirim. Benim bağırsaklarım normal insan bağırsağından daha uzun.


- Efendim, bunun sinirle bir alakası var mı?
- Tabii ki var! Bağırsaklar insanın sakin olmasında büyük rol oynar!
- Nasıl?
- Sen tuvaletin geldiğinde ve sıkıştığında gerilmezmisin?
- Evet, gerilirim!
- Ama tuvaletini yapınca rahatlıyorsun, değil mi?!
- Evet!
- İşte orda seni sıkıştıranın osuruk olduğunu anlasan dahi, sonuçta rahatlıyorsun. Demek ki bağırsaklar olmasa ve orda oluşan baskıyı hafifletmese ve yaymasa, çok daha önceden sıkışabilirdin. Değil mi?


- Bu bilimsel bir bulgu mu?
- Tabii ki! Dikkat etmediniz mi hiç, en uzun insanın bile midesinden götüne kadar olan mesafe yarım metre bile değilken, bu ikisini birbirine bağlayan bağırsak uzunluğu 10 metrenin üzerindeve kıvrık!


- Bunun, yemeğin daha iyi sindirilmesi için olduğunu biliyorum!
- Hayır, değil! Bağırsaklar uzun olmasa, yani bu kanal düz ve kısa olsa, mideden çıkan basınçlı gaz, yarım saniyede göte ulaşır, onu patlatırdı!
- Siz, bağırsaklarınızın normal insaninkinden daha uzun olduğunu nasıl anladınız?
- Bütün olarak yuttuğum kirazın çekirdeğinin bir hafta sonra defedilmesinden anladım!


- Kabızlıktan olmasın?!
- Ne kabızlığı?! Benim dışkım genelde ishal oluyor!
- Peki, fransanın en güvenilir dostu kim?
- ABD!
- Niye?
- Çünkü çoğu zaman hak ettiğimizden bile çok yüz buluyoruz orda! Parasını osmanlılardan alıp, onlara hedye ettiğimiz özgürlük heykelinin verdiği borçluluk veya vefadarlık hissini hala taşıyorlar! Trump buna son vermek istese de, bizim ordaki dostlarımız gereğini yapıyorlar!


- Peki, en büyük tehdit ve tehlike kaynağı, fransa için?
- ABD!
- Anlamadım!
- ABDyi en güvenilir dost olarak kaybedersek, en büyük tehdit olur bizim için!
- Ama bu bir az garip bir durum deil mi?
- Hayır ama ille de başka birini söyletmek istiyorsanız, söyleyeyim: Türkiye!


- Neden?
- Çünkü artık eskisi gibi, bize efendileri gibi bakmıyorlar. Yukarıda olmasalar da yukarıda olduklarının evhamını yaşıyorlar. Aslında iranlılar da öyle ama iranlılar en azından bizim çizgimizdeler. Bize hizmet ediyorlar. Ortadoğuda her planımızın başarıya ulaşmasında onların büyük payı var.


- Yani demek istediğiniz, iran devleti, millet ve ülke çıkarlarını değil de, sizin çıkarlarınızı mı gözetiyor?
- Evet! Ama türkler öyle mi? Erdoğan bana her resmi görüşmede ‘oğlum’ diye hitap ediyor!
- Sayın başkan, bildiğim kadarıyla, ‘oğlum’ kelimesi türk kültüründe çok yakın iki erkek arkadaş arasında hitap kelimesi olarak kullanılır. Yani, belki de erdoğan sizi yakın arkadaşı olarak görüyor ve tanımlıyor!
- Peki, madem türk kültürünü biliyorsun, o zaman, erdoğanın bana ‘istanbula geldiğinde, seni inşaata götüreceğim’ dediğini de yorumlayabilmen lazım!


- Efendim, inşaat sektörü türkiyede çok gelişmiştir. Erdoğan size bu sektördeki başarı ve gelişmelerini göstermek için inşaata götürmek istemiş olabilir!
- Hayır! Sen hiç bir şey bilmiyorsun!
- Efendim fransada, ortadoğu için kullanabileceğiniz önemli opozisyon grupları oluşturuldu. Bunların fransaya uzun vadede tehlike kaynağı olabileceğini düşünmüyormusunuz? Trumpın düşündüğü gibi.
- Siz ermenilerden mi bahsediyorsunuz?
- Ermeniler, yahudiler, kürtler, cezayirliler, hatta libya ve suriyeliler.
- Bütün bunları çıkarlarımızın peşinden koşturtmak için burada tutuyor ve yönlendiriyoruz. Ama ermenileri bir az seviyoruz galiba!


- Sayın başkan, bunları çıkar amaçlı yönlendirmekle, ait oldukları halklara zülüm işliyor olmuyormusunuz?
- Bunu herkes yapıyor. Amerikalılar, ingilizler, hatta son zamanlarda başkaları da eklendi. Ruslar, çinliler ve hatta türkler. Kim birine karşı durursa, arkasına geçiyoruz!
- Sayın başkan, dünyanın en rahat ve sizin tanımınıza göre en özgürlükçü milletinin başkanı olarak, son zamanlarda yayılmakta olan ve geleneksel aile algısına ters düşen seks anlayışıyla ilgili düşüncenizi sorabilirmiyim?
- Her yerde kimi bulsan onunla yatabilirsin anlayışı mı?!
- Onun gibi!
- Aslında, geleneksel olarak bildiğimiz zamanla değer mahiyeti yüklenen bazı kültürel alışkanlıkların yok edilmesinden yanayım.


- Şu anda pantolonunuzu çıkarmanızı rica edebilirmiyim?
- Neden?
- Yarrak ve götünüzü görmek istiyorum diyelim!
- Benim ne kadar özgürlükçü olmamı ölçmek mi istiyorsun? Peki! ben onu sana göstereceğim!
- Ne zaman?
- Röportaj bittikten sonra! Ama sen de aynısını yapacaksın!
- Sayın başkan! Üçüncü bir dünya savaşı , sizce muhtemelmidir?
- Umarım olmaz! Biz korona saldırısını zaten dünya savaşı olarak değerlendiriyoruz. Bu bizim için daha uygun!


- Niye?
- Çünkü önceki iki savaşı almanya başlattı ve her seferinde bizi ezip, geçtiler. Korona ise en büyük hasarı ABDye vuracak gibi.
- Almanlardan korkuyormusunuz?
- Orada hala neonaziler varken korkmamamız mümkün mü?


- Ama artık o şartlarda yaşamıyoruz. Avrupa birliği var ve dünya da çok değişti. En güçlü 3-4 ülke de avrupanın dışında artık. Savaş çıksa bile buradan çıkmaz herhalde.
- Avrupa birliğinin ruhu öldü zaten. Ayrıca nato üyesi ülkeler arası ilişkiler de sıkıntılı. Diğer taraftan, müslüman arap ve siyahi sayısı ülkede çok arttı. Ben çok tedirginim!
- Fransanın almanlar tarafından değil, araplar tarafından işgal edildiğini mi söylüyorsunuz?
- Öyle demedim ama bu dediğinizi kabul ediyorum. Fransa artık bir islam ülkesine dönüşüyor.
- bu kötü bir şey mi?
- 1200 yıl önceki ispanyayı çağırıştırıyor bana!


- Şimdi ben de tedirgin oldum!
- Benim karnıma ağrı girdi!
- Ben bir az daha tuhaf oldum!
- Bende gaz oluştu!
- Bende bir basınç var ama gaz mı bok mu, emin değilim!
- Koş tuvalete ulan. Mahvedeceksin buraları şimdi!
- Teşekkür ederim efendim değerli zamanınızı ...
- Hadi siktir lan!...

 

okumuş olduğunuz söyleşi, aslında asli söyleşinin (büyük) bir kısmıdır. bu söyleşi 'benim oy vermediğim cumhurbaşkanı' kitabımdan alıntıdır. toplamda 37 tane bu tipten söyleşinin bulunduğu bu kitaba sahip olmak istermisiniz? cevabınız 'evet' ise bana yazınız: This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

 

 

(Çok güleceğiniz gibi, hiç ummadığınız şekilde ve yerlerden bilgileneceksiniz. bu yazımda mizaha başvurarak dünya siyasi liderleri, sanatçılar, şarkıcılar, stratejistler ile söyleşi sundum.
Bu, kesinlikle biriyle alay etmek değil, ama bazı saklı gerçekler içeriyor ve aynı zamanda çok güleceksiniz.
Bu kitabımdan alıntı aslında. 37 tane daha var. Sizce hangileri?
ayrıca kimlerle bunu devam etmemi istersiniz?
Yazarsanız sevinirim. Saygılar)

 

1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 Rating 4.25 (2 Votes)